Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Seda Çavuş; okul öncesi eğitim ile ilgili önemli açıklamalar

Okul öncesi eğitim ile ilgili olarak önemli açıklamalar yapan Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Düzce Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, Düzce’de ki ve Türkiye’de ki okul öncesi eğitim sorunları ve çözüm yolları ile ilgili bilgiler verdi.
Ekleme Tarihi: 23.11.2023 - 15:44

Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Seda Çavuş; okul öncesi eğitim ile ilgili önemli açıklamalar

Okul öncesi eğitim ile ilgili olarak önemli açıklamalar yapan Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Düzce Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, Düzce’de ki ve Türkiye’de ki okul öncesi eğitim sorunları ve çözüm yolları ile ilgili bilgiler verdi.
1/2
Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Seda Çavuş; okul öncesi eğitim ile ilgili önemli açıklamalar

Okul öncesi eğitim ile ilgili olarak önemli açıklamalar yapan Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Düzce Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, Düzce’de ki ve Türkiye’de ki okul öncesi eğitim sorunları ve çözüm yolları ile ilgili bilgiler verdi. Okul öncesi eğitim ile ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Düzce Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, Düzce’de ki ve Türkiye’de ki okul öncesi eğitim sorunları ve çözüm yolları ile ilgili önemli bilgiler verdi. Dr. Zeynep Seda Çavuş yaptığı açıklamada; “Okul öncesi eğitime önceleri lüks ve gereksiz gözü ile bakılırken günümüzde her kesim için gereklilik ve ihtiyaç olduğu bu nedenle de mecburi olması gerektiğinin altını çizerek anne ve babalara önemli tavsiyelerde bulundu. Çocukların ilkokul öncesinde sosyalleşmesinde, sorumlu ve kendine güvenen birey olabilmesinde önemli rol oynayan okul öncesi eğitim aynı zamanda anne ve babalarında eğitim alanında kendilerini geliştirmelerine olanak sağlıyor. Gelişen ülke şartları, şehirleşme ile birlikte kadınların istihdamındaki artış, eğitime verilen önemin artmasıyla birlikte okul öncesi eğitim hayatın gerçeği oldu. Bununla birlikte kurumlaşma sayısında artış görülmekle birlikte günümüzde okul öncesi eğitimde milli eğitim müdürlüklerine bağlı kreş ve anaokullarının yarım gün eğitim vermesi, merdiven altı tabir edilen denetlenemeyen okul öncesi eğitim kurumlarının sayısını artırmakta ve eğer denetlenemezlerse henüz daha yolun başında olan çocukların eğitimleri olumsuz etkilenmektedir. Dr. Öğr. Gör. Zeynep Seda Çavuş şöyle konuştu; “Nicelik olarak aslında sayı olarak Düzce iyi bir yerde, Türkiye genelinde iyi bir seviyede ama tabi okul öncesi eğitimin Türkiye genelinde nitelik anlamında bazı eksiklikleri olduğunu düşünüyorum. Yıllar önce Türkiye’de hükümetimiz tarafından 10 ilde okul öncesi eğitim zorunlu hale getirildi. Bu on pilot ilden biri de Düzceydi. O zaman çok hızlı bir okullaşma oranına ulaşıldı ve çok sayıda okul öncesi eğitim öğretmeni ataması yapıldı. Atamalar da çoğunlukla okul öncesi eğitim branşındandı. Bilimsel çalışmalar bize okul öncesi eğitim alan çocukların akademik ve sosyal başarısının, almayan çocuklara göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle bir an önce okul öncesi eğitimin ülkemizde zorunlu ve ücretsiz hale gelmesi gerekiyor. Kabul etmeliyiz, okul öncesi eğitim diğer kademelere göre daha pahalı bir eğitim yani kullanılan malzeme olsun, öz bakım becerilerinde kullanılan materyaller olsun. Tabii ki bu durum devletimizi zorluyor. Fakat yaşamın temelinin atıldığı dönem dediğimiz 0-6 yaş döneminde eğer bu temel becerileri bir çocuk elde edemezse daha sıkıntılı eğitim hayatına başlıyor. Diğer tehlike de şu; bu ücreti karşılayamayan aileler eğer devletin dışındaki merdiven altı kurumlara giderlerse burada tırnak içinde söylemek gerekirse bizim denetleyemediğimiz ya da devletin denetlemediği merdiven altı okul öncesi kurumları ki bunlar apartmanlarda açılan okul öncesi kurumları ya da çeşitli vakıfların ve kuruluşların açtığı okul öncesi eğitim kurumları, niteliksiz eğitimle eğitim hayatlarına başlama tehlikesi ortaya çıkıyor. Burada tehlikeli durum şu bu kurumlarda eğitimler kimler tarafından veriliyor? Acaba alandan kişiler mi? Yani ne kadar branş dışı öğretmen çalışıyor? Bunları bir kontrol etmek gerekir. Okul öncesi eğitim özellikle hem eğitim ama aynı zamanda da bakım gerektiren bir süreç. Çünkü çalışan anneler, çocuklarını okullara göndermek durumundalar. Bakıcı desteği alamayan özellikle anneler ve biz kadınların çalışma hayatında istihdamını artırmak istiyorsak mutlaka okul öncesi eğitimi de desteklemek durumundayız. Şuanda devletimiz yarım gün okul öncesi eğitim veriyor. Sabah 8 ile 1 saat arası. Örneğin bir devlet memuru 08.00 – 17.00 saatleri arasında çalışıyor. Öğleden sonra çocukların bakım sorunu ne olacak? Öğleden sonra da devreye çocuk kulüpleri giriyor. Fakat her okul kulüp açmıyor, ya da her velinin kulüp ücretini karşılama gücü olmayabiliyor. Düşündüğünüzde insanlar çalışacak mı yoksa çocuklarını mı bakacak? İkilemin de kalıyor. Bu sefer ne oluyor, eğer çalışan kadın devlet memuru değilse ya da çok ciddi anlamda bir maaşı yoksa kadın çalışmaktan vazgeçiyor. Ev hanımı olmayı tercih ediyor. Onu da geçtim her şekilde çalışmak zorunda olursa devlet okulları pahalı gelirse ne yapıyor? Bu sefer çocuğunu merdiven altı kreşe götürüyor. Bu da çok büyük tehlike. Neden derseniz; ehli olmayan, pedagojik formasyona sahip olmayan, çocuk gelişiminden anlamayan bireyler belirli kurslarla aldıkları sertifikalarla çocuk eğitimi vermeye çalışıyorlar ve bu sefer kötü bir eğitimle, yanlış bir eğitimle hiç onaylanamayacak hatalara maruz kalabiliyor. Çocuklar için bu da ileride eğitimde çok büyük sorunları önümüze getirecek. Diğer bir konu dediğimiz gibi okul öncesi eğitim pahalı bir eğitim yani materyal açısından ama bu da çözülemeyecek bir şey değil gerek sponsorlarla gerek aileler bilinçlendirerek bu desteklenebilir. Gerekirse sponsorlar devreye sokulabilir ama şunu unutmamak gerekir dört yıllık fakülte mezunu okul öncesi eğitimleri, sınıflarında hiç materyal olmasa bile bu öğretmenlerimiz her şekilde eğitim verebilecek kapasitede mezun oluyorlar. O nedenle devletimizin bütün okul öncesi eğitim mezunlarını ataması gerekir. Devletin özellikle okul öncesi eğitimde ücretli öğretmen uygulamasına son vermesi ve mümkünse eğer özellikle tam gün eğitime geçerek çalışan anneleri desteklemesi gerektiğini düşünüyorum. Okul öncesi eğitimde diğer bir sorun, geçen yıl okul öncesi eğitim Düzce‘de ücretsizdi ve bu tüm Türkiye’de ücretsizdi. Yemek de ücretsizdi fakat şu an katkı payları gündeme geldi. Kasım ayına kadar bazı okullarda aileler beslenme ile süreci yürüttü bazı okullar yemek servisine devam etti. Fakat kasım ayı itibari ile okullarda artık ücretli yemek verilecek. Bu ücreti karşılayamayacak veliler elbette olacaktır. Bu da ister istemez ödeme sıkıntısı olan velinin çocuğu okuldan almasına kadar gidebilir. Umarım tekrar ücretsiz yemek uygulamasına geçilir.

2/2
Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Seda Çavuş; okul öncesi eğitim ile ilgili önemli açıklamalar

“Anne ve babalar çocuklarına ne yedin değil ne öğrendin diye sormalı” Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Düzce Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, ailelerin üzerine de birtakım sorumluluklar düştüğünü belirterek, şöyle konuştu; “Devletimiz her şeye yetişemeyebilir. Yani okul öncesi kurumda velilerin de biraz eğitime destek vermeleri gerekir. Yani bu sadece maddi olarak değil okul öncesi eğitiminin ne olduğunu bilmesi lazım. Bizim halkımız maalesef daha yeni yeni bu işin farkına varmaya başladı. Yani çocuk okula gittiğinde, aileler öncelikle bugün ne yedin diye soruyorlar. Bugün ne öğrendin diyen yok, ya da arkadaşlarınla ne oynadın, hangi hikayeyi dinledin, hangi müzik etkinliğine katıldın, arkadaşlarınla aranda neler geçti diye sormaları lazım. Ailelerin önceliği genellikle bugün ne yedin? Karnını doydu mu? Oluyor. Hatta bir veli toplantısında “öğretmenim benim çocuğumu yemek yerken videoyu alır mısınız” diyen bir velinin sözlerine şahit oldum. Bu nedenle biz okul öncesi öğretmenlerine çok iş düşüyor. Öncelikle okul öncesi eğitim nedir ve aslında ne değildiri iyi anlatmamız gerekiyor halka. Belki burada aile eğitimlerini gerçekten içi dolgun ve gerçekten işe yarar hale getirmek lazım. Bizler aileler olarak sadece para istenince ya da çocukların etkinliklerine katılmak için okullarda olmamalıyız. Okul öncesi eğitimde ne yapılıyor. Yani gün boyu hangi etkinlikler yapılıyor, çocuk gerçekten hangi alanlarda destekleniyor, bilişsel, sosyal, duygusal, öz bakım, psikomotor olarak hangi alanlarda eğitim alıyor bunlar velilere anlatmalıyız. Veliler bunu bilecek ki evde okulda aldığı eğitimi desteklesin. Ama sadece okula göndereyim, karnı doysun, baksın mantığıyla gönderirsek bu eğitimin de çok verimli olduğunu düşünmüyorum. Tabi burada hata maalesef bizlerin de var. Demek ki biz de bazı şeyleri anlatamadık ki insanlara, insanlar okul öncesi eğitimi sadece oyun oynanan, oyun hamurlarıyla oynanan ya da sadece beslenmenin yapıldığı yer olarak algılıyor. Halkın bu eğitime desteğini artırmak için milli eğitim işbirliğiyle yerel basının ve ulusal basının bu konuda çok desteği gerekiyor. Çünkü eğitime harcanan para maalesef bizde çok önemsenmiyor. Halbuki eğitime yaptığımız yatırım yıllar sonra bize çok daha büyük meblağlarla karşılık verecek. Ülke ekonomindeki verimi artırmak için okul öncesi eğitim mutlaka zorunlu hale gelmeli yani velilerin isteğine bırakılmamalı, merdiven altı kurumlara bu eğitim verilmemeli bunun mutlaka önüne geçilmesi gerekir. “Bir Düzceli olarak her türlü desteği vermeye hazırım” Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, ayrıca Düzceli olarak okul öncesi eğitim alanında her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirterek; Özellikle ben kendi adıma konuşayım en azından. Bir Düzceli olarak elimden gelen tüm desteği eğitim anlamında vermeye hazırım. Kapım da herkese açık. Düzce’de okul öncesi eğitim alanında iyi şeyler oluyor fakat yeterli değil. Bunuda ortak akılla istişare ederek, öğretmenlerle konuşarak, milli eğitim desteği alarak, bilim insanlarıyla görüşerek bu sürecinde çözüleceğine inanıyorum” diye konuştu. “Düzce okul öncesi eğitimde kötü yer de değil ama iyi durumda da değil”Dr. Öğr. Görevlisi Zeynep Seda Çavuş, son olarak Düzce’nin okul öncesi durumunu değerlendirerek şunları söyledi; “ Düzce olarak çok kötü bir yerde değiliz nicelik anlamında sayısal verilerimiz iyi. Ama çok da mükemmel bir yerde değiliz. Öncelikle ehil kişilerin bu eğitimi vermesi gerektiğini düşünüyorum ve milli eğitimde atamalarında okul öncesi eğitim öğretmenlerinin atamalarının artırılması gerektiğini düşünüyorum.”

Albüme ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcehurhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.