Çok kararlı bir şekilde dünyada faize güçlü bir duruş sergileniyordu, başarılı olmadı. Aslında paranın faiz ile yönlendirildiği bir düzene dik durmanın ümidi vardı ülkemizin, faiz oranının 17.50 ‘den 25 ‘e çıkması dövizdeki talebin bir nebze frenlenmesini amacındaydı lakin yılların verdiği kararsız ve istikrarsız ekonomi politikasının bu kararda bile olumlu sonuç verememesi çok doğal. Vatandaşın senelerdir ülke ve devlet için döviz bozma, TL de kalma girişimleri hüsranla sonuçlandı, sebebi ise devasa şirketlerin, güçlü bankaların doymak bilmez para oyunlarıyla güven azalmasına sebep olması. Dövize karşı talebin son 5 sene içindeki ekonominin % 1000 ‘lere varan yükselişi tüm dengeleri alt üst etti. Vatandaşın fedakârlığı kadar devasa güçlü bankalarında ülke için fedakârlık yapmaları kaçınılmaz oldu. Benim kazancım sağlam olsun dedikçe halk arasındaki ekonomi mesafeleri uç noktalara geldi. 80 milyonluk ülkemizde 10 milyonluk bir kesimin vurdum duymaz kararları yüzünden 70 milyonluk kesimin darlık içinde yaşaması kaçınılmaz bir hal aldı. 7500 ₺ lik bir emekli aylığın en diplerde olduğunu anlatmaya gerek bile yok. Seçim öncesi 18 liralık benzin seçim sonrası 38 lira oldu. Kiraların ve gayri menkulün 4 katı zamlanması, gıdanın 3 katı zamlanması, sessiz feryatların duyulamaması çok acı bir durum. Faizin kontrolü ele alınamaz olduğu gibi halkın da feryadı duyulamaz oldu. Gelecek nesillerin çok büyük zorluklarda kalacağı aşikâr. El birliği ile makul bir düzeyde satış fiyatlandırması yapmalıyız. Unutmayalım tek ülkemiz var, birbirimize zarar verdikçe gelecek nesil çok zorda kalacak. Türk parasına sahip çıkmadıkça Dolarım, Euro'm olsun dedikçe pula dönüşüyor paramız …